-- KİTAP / YORUM

Ursula K. Le Guin

URSULA K. LEGUIN ,
KADIN, ZEKİ, FEMİNİST ve EJDERHALAR YAZARI

“J. R. R . Tolkien pipolu ağzı, kısılmış gözleri ile Yüzüklerin Efendisi kitabının arka kapağından gülümserken, hemen yanında kanatlarını sonuna kadar açmış bir ejderha uçuyordu. Yerdeniz Öyküleri’nden bir cilt olan bu kitap, yazarı Ursula Le Guin’a fantastik dünyaların en büyük kadın yazarı ödülünü 2002 World Fantasy Award’i kazandırmıştı. “

Ursula Le Guin yetişkinlere de büyüklere de hitap eden simgesel kitapları ile yaklaşık otuz yıldır dünya literatüründe adından bahsedilen bir yazardır. Yerdeniz Büyücüsü ile ülkemizde duyulmaya ve okunmaya başladıktan sonra kitapları ardı ardına basılmıştır.

Ursula, bir kadının dokunuşuyla dokur kitaplarını, insanları gerçektir. Hatta ejderhalarının bile bir hayat öyküsü, kimlikleri ve esprileri vardır. Karşılarına gelen büyü-insanlarını donduran, soğuk keskin zekaları ve heybetli duruşlarıyla başka dünyaların tatlı esintilerini hayallerimize taşırlar.

Ursula Le Guin’in insanları en etkileyen yanı hayal gücü kadar kadın olmasıdır da. Kadındır ve kahramanları çoğunlukla erkekler olmasına karşın hikayede yer alan kadın kahramanları sıra dışı bir duygu yoğunluğu ve hayat dersleri verir okuyana.

Özellikle Yerdeniz Efsanesinin ikinci cildi “Atuan Mezarları” , bir kadının ergenliğe girişini, yalnızlığını, erkeklerden farklı olan gizemini ve kendini keşfedişinde yaşadığı keskin kopuşları, derinden derine hissettirir okuyucuya.

Oysa aynı kitap sadece yeraltında, odalardan odalara yasaklardan yasaklara geçmekte, kurtarıcı erkek kimliğiyle gelen güçlü büyücü Çevik Atmaca, kimliksiz kızı Tenar’ı o eskilerin karanlığından çekip çıkarırken, aynı zamanda genç bir kadın olmaya taşımaktadır.

Bir kadın yazar olmak, erkeklere özgü güç ve iktidar oyunlarına kapılmadan daha derin alternatif dünyalar yaratmasına imkan vermiştir. “Mülksüzler” romanında farklı bir evrende iki karşıt dünyayı yaşatır bize. Kitapları Tolkien’in aksine, korkusuzca alegori içerdiği için “Mülksüzler”deki karşı-kahramanın hayat hikayesi, yazarın siyasi kimliğiyle biçimlenir.

İki dünya, iki kutup, elbette kapitalist ve sosyalist dünya görüşleridir. Ursula kapitalist dünyaya inanmaz, her ne kadar kendisi de o dünyada yaşasa da. Karşılığında önerdiği alternatif, bir ütopya değildir. Zor, çaresiz ama dürüst bir hayattır.

Kitaptaki karşı-kahraman kendi dünyasından kapitalist dünyaya götürülürken kirli elbiseleri yerine yenileri verilir ve eskileri yakılır. “Neden yıkamadınız ? Neden atıyorsunuz ?” diye şaşırarak sorar . Aldığı cevap diğer dünyanın felsefesiyle yoğunlaşmış, günümüzün vahşi tüketim sisteminin yanıtıdır. “Çünkü böylesi daha ucuz… ”

“Kadim zamanlarda ejderhalar ve insanlar aynı dili konuşurdu. Bu dil kendisiyle asla yalan söylenemeyecek, hayatı veren, yöneten, yaradılışın gerçek diliydi. Sonra insanlar yalan söyleyebilecekleri ve istedikleri gibi konuşabilecekleri gündelik dili buldular. Büyücüler hükmedebilmek için her şeyin Yaradılış Dili’ndeki gerçek adını kullanmak zorundadır. Bundan dolayıdır ki birine gizli, gerçek adını vermek ancak yetenekli birinin yapabileceği bir şeydir. / Yerdeniz Öyküleri”

“Karanlığın Sol Eli”nde ise cinsiyetler üzerine bir başyapıt, kamu egemenliği ve yönetim içinse mükemmel bir model karşımıza çıkar. Kış adlı gezegenin insanları çift cinsiyetli olabilmektedir. Cinsiyetsiz geçen hayatlarında, biz insanlar gibi her an cinsel birleşmeye hazır olmayı, sapıklık olarak görür, yalnızca kemmering zamanlarında, çiftler bir araya gelerek şartlara göre kadın ve erkek olurlar. Bu durum her yıl çok farklı gelişebilir. Bu nedenle kadınlarla erkekler eşittir. Birinin halası belki amcasıdır da.

Her şeyi hikaye eden kahramanımız, büyük bir galaktik uygarlığın -Ekumen’in- temsilcisi olan bir elçidir. Hükümdarlar Ekumen’i anlamazlar.
“Madem o kadar güçlüsünüz neden gelip bizi işgal etmiyorsunuz ?” Barışı, demokrasiyi, galaksinin medeniyetlerini, Ekumen’in bu büyük meclise kendi istekleri ile katılmalarını istediğini anlatır elçi.

Ölüm ihtimali belirir. O zaman ne olacaktır, o öldürülürse koca Ekumen ne yapacaktır? İntikam alacak mıdır ? Başını eğer elçi. ” Bir elçi daha, daha sonra bir elçi daha, sonra bir elçi daha… Ta ki siz dinleyene dek.”

“Söz sessizlikte, / ışık karanlıkta, / yaşam ölürken , /

bomboş gökyüzünde / uçarken parlar atmaca /

-Ea’nın Yaratılışı” Yerdeniz Büyücüsü.

Le Guin bir bilimkurgu yazarıdır. Ama kitapları teknolojide boğulmaz. O, insanlarla ilgilidir. Antropoloji, sosyoloji ve psikoloji konuyu şekillendirir. Aynı zamanda Uzakdoğu felsefeleri, Taoizm, Zen Budacılığı , telepati, kehanet gibi parapsikolojik temaları yer yer kullanır. Bu nedenle çoğu kişi bilimkurgu edebiyatının kolaycı ve hafife alınan bir yazın türünden, saygın edebiyat içinde yer almaya başlamasında Le Guin’in felsefik, sosyo-antropolojik çalışmalarının büyük payı olduğunu kabul eder.

Hikayelerinden birisi insanlık dramına ışık tutar. Sonuna kadar mutlu bir halk cennet benzeri bir kentte yaşar. Sürekli neşelerini kutlarlar ve masalsı ölçülerde mutlu olurlar.

Ama tüm bu mutluluk, korkunç bir sırrın gölgesinden, bir hücrede hapsedilmiş masum bir çocuğun tutsaklığından ve acısından beslenir. Yaşayan herkes o kızı bilir, acıyı bilir ve anlatması ancak Ursula tarafından başarılabilecek bir öykü “Gülün Günlüğü”nde sizi bekler.

Ursula’nın nasıl bir hayatı vardı? Nerede doğdu, nerede büyüdü. Elbetteki kritiği yapılan bir yazarı tanımak çevresini bilmek eserlerini farklı bir gözle görebilme gücü verir bize. Ursula Kroeber Le GUIN 21 Ekim 1929 yılında Kaliforniya eyaleti Berkeley kentinde doğdu. Babası Alfred Kroeber ünlü bir antropologtu. Annesi Theodora Covel Brown Kracaw Kroeber’de bir yazardı.

Kendi ağzından Ursula çocukluğunu şöyle anlatır : “Çocukluğum ‘mutluydu’ denilebilir. Annem ve babam sevgi doluydu, nazikti , zekiydi, üstelik büyük bir halam da vardı. Üç büyük ağabeyim etrafta dolaşır en küçükleriyle kavga edip dururdu. Ve ailemdeki herkes kız olmamdan dolayı gurur duyardı. Bu elbette bir kadın olmamdan memnun olmamı sağladı.

Babam bir üniversitede profesördü. Biz 1930’un ekonomik buhranlı yıllarında Berkeley’de güzel bir evde yaşardık ve yazları da Napa Vadisi tepelerinde eski bir çiftlikte. Ben bir devlet okulunda okudum. İyi bir eğitim aldım. Etrafımızda pek çok ziyaretçi, pek çok konuşma, malzeme, her şey hakkında pek çok fikir, bolca kitap, bolca müzik ve hikaye anlatıcı vardı. Zihin hayatı canlı olabilecek biriydim. Bir şey sormak için düşünür ve eğlenirdim.

İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm kardeşlerim savaşa gitti ve yazları vadide yalnız başına geçmeye başladı. Sadece ben annem ve babam . Eski evde TV yoktu. Radyoyu açar savaş haberlerini dinlerdik. Bu sessizlikle geçen yazlarda bir genç kız olarak tepelerde dolaştım ne işim vardı ne gücüm. Yapacak hiçbir şey yoktu. Bu zamanlar benim için çok önemlidir. Ruhumun bundan sonra oluşmaya başladığına inanırım”

İlk öyküsünü Amazing Stories’e gönderdi. Zamanda yolculuk üzerine bilimkurgu bir öyküydü. Henüz 11 yaşındaydı ve hikayesi kabul edilmedi. Ancak sabırla çalışacak ve “April in Paris” öyküsünü aynı dergi yayınlayacaktı. (Daha sonra Le Guin’in bu kısa öyküleri toparlanıp. “The Wind’s Twelve Quarters” başlığında basıldı).

Radcliffe College’dan sonra üniversitede Fransız ve İtalyan edebiyatı okudu. Columbia Üniversitesinde masterını tamamladı. Daha sonra evleneceği eşi Charles A. Le Guin’la Fransa’da tanıştı.

Fransız Tarihi Profesörü olan eşi, üç çocuğu, Elisabeth, Caroline, Theodore ve üç torunuyla Portland Oregon’da yaşamaktadır.

Yerdeniz Serisinin ilk iki kitabı Sci Fi Channel tarafından dört saat sürecek bir dizi şeklinde çekilmeye başlanıyor.

Görünen o ki Yüzüklerin Efendisi’nin fiminin çekilmesi kitaplarını nasıl popüler hale getirmişse çok yakında bir Ursula Le Guin fırtınası esecek. Fırtına esmeden hazırlıklı olmak lazım. Yerdeniz serisi pek çoğumuz için çok güzel bir başlangıç olacak.

Romanları:
Always Coming Home (1985) , The Beginning Place (1980) , City of Illusions (1967) , The Dispossessed: An Ambigous Utopia (1974) , The Eye of the Heron (1978) , The Farthest Shore (1972) , The Lathe of Heaven (1971) , The Left Hand of Darkness (1969) , Malafrena (1979) , Planet of Exile (1966) , The Other Wind (2001) , Rocannon’s World (1966) , The Telling (2000) , Tehanu: The Last Book of Earthsea (1990) , The Tombs of Atuan (1971) , Very Far Away from Anywhere Else (1976) , A Wizard of Earthsea (1968) , The Word for World is Forest (1976) .

Çocuk Kitapları:
Catwings (1988) , Catwings Return (1989) , Wonderful Alexander and the Catwings (1994) , Jane On Her Own (1999) , The Adventures of Cobbler’s Rune (1982) , Solomon Leviathan’s 931st Trip Around the World (1983) , Fire and Stone Leese Webster (1979) , Tom Mouse and Ms. Howe (1998) , A Visit from Dr. Katz (1988) ,
Fish Soup (1992) , A Ride on the Red Mare’s Back (1992)

Şiirleri:
Going Out With Peacocks and Other Poems (1994) , Hard Words, and Other Poems (1981) , The Twins, the Dream / Las Gemelas, El Sueño With Diana Bellessi (1996) , Sixty Odd: New Poems (1999) , Walking in Cornwall: A Poem for the Solstice , Wild Oats and Fireweed (1988), Wild Angels

KAYNAKÇA:
http://www.ursulakleguin.com
http://hem.passagen.se/peson42/lgw/
http://scv.bu.edu/~aarondf/earthsea/earthsea.html
http://books.guardian.co.uk/departments/sciencefiction/story/0,6000,1144428,00.html
http://hem.passagen.se/peson42/lgw/books.html

Yorum Yazın

Yorum

Webmentions

  • Cumhuriyet'in Geleceği - Süleyman Sönmez

    […] bilimkurgunun az bilinen örneklerinden olan Karanlığın Sol Eli, savaş, krallık ve farklı biyolojik yapılarla yaşayan, Kış adlı soğuk gezegene gelen […]

  • Isaac Asimov | Robotlar, İmparatorluk ve Vakıf Yazarı | GÜNEŞİN TAM İÇİNDE - Sarışın Site

    […] Çöl Gezegeni Dune ve elbette Arthur C. Clark’ın Rama serisi takip eder. Belki Ursula Le Guin‘in Yerdeniz Üçlemesi’ni de sayan çıkar. Ülkemizde sadece bilimkurguseverlerinin […]